Log in and manage your bookings.
Resmi dil: İngilizce
Zaman dilimi: UTC+1
(yaz),
UTC+0
(kış)
Para birimi: İngiliz sterlini (GBP)
Londra birçoğu ücretsiz dünyanın en iyi müzeleri ve Galerilerine ev sahipliği yapmaktadır. Örneğin British Museum, the Tate Gallery, the Museum of Natural Science or the Museum of Science müzelerini gezebilirsiniz.
Londra dünyanın en iyi tiyatrosuna sahiptir. Burada nn büyük aktif yetenekler rol almaktadır.
Londra'daki bazı büyük konserler stadyumlarda yapılmaktadır.Bu gibi büyük konserlere Dünya müziğinin yıldızları katılmaktadır. Böylesi bir konsere denk gelirseniz kesinlikle çok eğlenceli bir vakit geçirme imkanına sahip olacaksınız.
Londra'da Görülecek Yerler
Görkemli, güzel, asil, kozmopolit, sanatsal,melodik, şık, unutulmaz v.s gibi kelimeler Londra'yı anlatmak için kullanabileceklerimiz ifadelerin sadece bazıları. London Eye'den şehr kuş bakışı izlemek, Londra'nın sembolik yapılarından olan Big Ben ile saatinizi ayarlamak, muhteşem Buckingham Sarayı ziyaret etmek ,Tower Bridge köprüsüne gitmek veya British Museum'u ziyaret etmek Londra'da gidilebilecek yerlerin başında gelmektedir. Londra'nın içinden geçen Thames Nehri güzel manzarası ile cazibe merkezlerindendir. Regent andLittle Venice kanallarından resim almayı da unutmamak gerek. Londra diğer Avrupa başkentlerinden farklı olarak huzurlu vakit geçirebileceğiniz çok sayıda güzel manzaralara sahip parkları bulunmaktadır. Şehrin neredeyse %11'i yeşil alandır. Hyde Park, St. James ve Richmond dahil olmak üzere 8 güzel kraliyet parkı bulunmaktadır. Londra'yı dolaştığınızda herşeyi görmeniz mümkün değil. Şüprizlerle dolu olan şehire her gelişinizde farklı şeylerle karşılaşmanız olaan bir durum.
Resmi dil: İngilizce
Zaman dilimi: UTC+1
(yaz),
UTC+0
(kış)
Para birimi: İngiliz sterlini (GBP)
Manchester United ve City, dünyanın ünlü iki ekibine ek olarak, İngiltere'nin görkemli tarihini ve tüm takımlarını anlatan şaşırtıcı Ulusal Futbol Müzesi futbol sevginizi katlıyor.
Manchester'ın unvanını gri ve donuk bir şehir olarak değiştirmeyi başaran, olağanüstü müzeler. Kent Müzesi, Bilim ve Sanayi Müzesi, İnsanlar Müzesi, Savaş Müzesi ve Futbol Müzesi ziyaret edilecek başlıca turistik yerler arasında.
Manchester'da yürüyüşler ve rekreasyon için birkaç büyük park var. Şehir gürültüsünden kurtulmak, arkadaşlarınızla birkaç saat geçirmek, köpeğinizi gezdirmek, ördekleri beslemek ve kuş sesleri dinlemek için harika bir yer.
Manchester Gezilecek Yerler
Manchester'ın yerel radyo istasyonu hava durumundaki takma adı ile "Dünyanın en büyük şehri". Bu bir miktar kibirli yaklaşımın arkasındaki Manchester yerlileri sizi muhteşem bir şehirde ikamet ettiklerine ikna ediyorlar. Müzelerde, galerilerde ve sanat merkezlerinde zengin bir tarih ve kültür karışımı sergileniyor ancak Manchester'ı gerçekten eğlenceli yapan hedonizmin girdabı, kendinizi mutluluğa bırakarak yemek, içmek ve dans etmenizi sağlıyor.
The Smiths ve Oasis gibi gruplar dahil efsanevi futbol kulübü ve müzik dünyasında dünyaca ünlü olan bu spor ve sanat merkezi son derece misafirperver. Sözde "Kuzey Sermayesi", sanayileşme gerilemesini ve İkinci Dünya Savaşı'nın bombalanarak bugün iki milyondan fazla insana sahip olan kendinden emin ve kozmopolit bir şehir haline getiriyor.
Manchester'daki gözde mekanlar arasında tiyatrolar, galeriler, restoranlar, kafeler ve hediyelik eşya dükkanları, sayısız alışveriş olanağına sahip Affleck'in kapalı pazarı ve İngiltere'nin ilk gay, transeksüel bölgesi olarak bilinen gay mahallesi dahil olmak üzere Lowry kompleksi yer alıyor.
Resmi dil: İngilizce
Zaman dilimi: UTC+1
(yaz),
UTC+0
(kış)
Para birimi: İngiliz sterlini (GBP)
Birmingham'da 250 yıldan fazladır kuyumculuk geleneği aktif bir şekilde işlemektedir. Bu değerli metalle çalışan zanaatkarların yer aldığı Mücevher Meydanı kurulmuştur. Şu anda ilçede 400 kadar mücevher imalatı yapan işletme bulunmaktadır.
Orta Dünya'nın efsanevi kurucusu, Yüzüklerin Efendisi, Hobbit, Silmarillon ve daha birçok önemli eserin yazarı olan John Ronald Reuel Tolkien, Birmingham'da yaşıyordu. Bazı kitaplarının filmi çekilen J.R.R. Tolkien, dünyaca ünlü bir yazardır. Her yıl, Tolkien hayranları şehrin yakınında bulunan Sarehole Mill Müzesi'nde toplanarak bu önemli yazarı anmaktadır.
Birmingham, dünyaca ünlü metal müzik grubu Black Sabbath'ın üyeleri olan Tony Iommi ve Ozzy Osbourne'un doğduğu kenttir. Şehirde, Ozzy Osbourne olarak adlandırılan bir şehir tramvayı, aktif olarak hizmet vermektedir.
Birmingham şehrinde yapılacak şeyler
Birmingham, Birleşik Krallık'taki en büyük ikinci kenttir. Eskiden bir endüstri merkezi olarak akıllarda yer eden şehir, günümüzde hoş atmosferi ve gezilecek bir çok noktası ile turistlerin yoğun ilgisini görmektedir. Peki Birmingham şehrinde görülmeye değer ne var?
Birmingham, Birleşik Krallık’ın en büyük nüfuslu kentler listesinde bulunmaktadır ve Londra kentinden sonra en kalabalık ikinci şehirdir. Birmingham, çeşitlilik şehridir. Ziyaret eden her yaştan ve türden insan için aktiviteler bulunmaktadır. Birmingham'da, Britanya adasının çoğunluğunda olduğu gibi ılıman okyanusal iklimi bulunmaktadır.
Şehrin en güzel yerlerini arıyorsanız, kesinlikle Gas Caddesi boyunca uzanan kanalları görmelisiniz. Bu kanallar, 1960 yılına kadar nehir tarafından taşınan malları yüklemek ve boşaltmak için kullanıldılar. Günümüzde ise, gün içerisinde yürüyüş yapmak, dinlenmek ve bütün gece eğlenmek için kanal boyunca yer alan atmosferik restoranlar ve kulüplere ev sahipliği yapmaktadır. Kanal boyunca yürüyüş yaptıktan sonra, tekne turuna çıkabilirsiniz. Küçük tuğla yapılı Viktorya dönemine ait evleri, kanal boyunca görmenizi tavsiye ederiz. Birmingham şehri, Venedik'ten daha fazla kanala sahip olabilir.
Birmingham’ın kökenleri Orta Çağ'a kadar uzanmaktadır. Kings Norton - örneğin tarihi okul ve Tüccar Evi'nin yer aldığı bina kompleksi - ortaçağdan kalmadır. Saint Martin Kilisesi’de aynı zamanda kurulmuştur. Bugün kentin en büyük alışveriş merkezi olan The Bull Ring şehrin kalbinde yer almaktadır. Alış veriş merkezi, 12. Yüzyıldan beri kullanılan pazar alanın bulunduğu yere inşa edilmiştir. Birmingham'da, St. Philip Anglikan Katedrali, Katolik Aziz Çad Katedrali ve Theotokos ve St Andreas'a ithaf edilen Yunan Ortodoks Katedrali’ne ev sahipliği yapmaktadır. Ayrıca, yüzyıllardan beri iyi bir şekilde korunmuş olan Aston Hall’u mutlaka ziyaret etmelisiniz. Eğer sanatı seviyorsanız, Edward Burne-Jones ve Raphael ünlü ressamların eserlerinin yer aldığı ve zengin bir koleksiyona sahip olan Birmingham Müze ve Sanat Galerisi'ni mutlaka gezmelisiniz.
Çocukken, dünyadaki en lezzetli çikolata fabrikasını ziyaret etmeyi hayal ettiyseniz, Birmingham'a gitmeniz yeterlidir! Şehirden çok uzak olmayan Cadbury World’de hayaliniz gerçekleşecektir. Üç saatlik tur boyunca sadece çikolata yapma sürecini gözlemlemeyeceksiniz, aynı zamanda çeşitli kakaolu tatlıları deneme fırsatı elde edecekseniz. Böyle yoğun bir deneyimden sonra, kent parklarından birinde dinlenebilirsiniz. En özel olanı, Sutton Parkıdır. Şehir alanına yerleştirilen dünyanın en büyük Doğal Koruma Bölgesi'dir. Parkın içinde yer alan göl kenarında güzel zaman geçirebilir, spor yapabilir veya sadece çimlerin üzerinde oturarak etrafı izleyebilirsiniz.
Resmi dil: İngilizce
Zaman dilimi: UTC+1
(yaz),
UTC+0
(kış)
Para birimi: İngiliz sterlini (GBP)
Edinburgh şehrinin yerel toplu taşıma ağı ve araçları oldukça gelişmiştir. 2014 yılında açılan ve 13 km'lik yeni bir tramvay hattı açılmıştır. Havaalanından şehir merkezine (York Sarayı) ulaşım oldukça kolaydır.
Dünyaca ünlü Harry Potter kitapları ve hikayelerinin yazarı olan J. K. Rowling, Edinburgh şehrinde bir süre yaşamış ve bir çok farklı eseri burada meydana getirmiştir. Ancak, Harry Potter serisi bu şehirde yazılan kitaplar arasında yer almamaktadır.
Tarih hakkında tutkulu iseniz, Edinburgh sizin için en ideal nokta. Şehirde yer alan müzeler oldukça geniş koleksiyonlara sahiptir ve müzeler ücretsizdir. İskoçya Ulusal Müzesi'ni mutlaka ziyaret etmeli ve tamamen mamutlara ayrılan özel sergiyi ziyaret etmelisiniz.
Edinburgh Şehrinde Yapılacak Şeyler
Her adımda tarihin hissedildiği yeşillik ve uyumun bir arada olduğu şehirdir. Şehirde düzenlenen festivallere ve gösterilere on binlerce sanatçının katıldığı renkli ve hareketli bir şehirdir. Avrupa'nın en güzel görünümlü kentlerinden biri olarak kabul edilen şehir, Orta Çağ ve Georgian dönemlerine ait mimarisiyle bilinmektedir.
Edinburgh, 15. yüzyıldan beri İskoçya'nın başkenti ve en büyük ikinci şehridir. Şehrin eski tarihi merkezi ile yeni modern bölgesi birbirleri ile uyum içerisindedir. Kayaların üstüne kurulu olan ve tarihi şehirle, şehrin ana caddesi Royal Mile'a hakim bir konumda bulunan şatosu başta olmak üzere birçok tarihi ve turistik özelliğe sahiptir. Şehrin "Old Town" ve "New Town" bölgeleri UNESCO Dünya Miras Listesi'nde yer almaktadır. Her iki bölge de Princes Street Gardens tarafından birbirinden ayrılmıştır. Edinburgh şehrinde 4 farklı üniversite yer almaktadır. Edinburgh Üniversitesi, yılda yaklaşık 40 bin öğrenci kapasitesiyle, şehrin en prestijli ve tanınan üniversitedir.
Edinburgh, kamusal alanlarla ilgili çok kısıtlayıcı kurallara sahiptir. Yerel otoriteler, şehir planlamasına çok önem vermektedir. Edinburgh’da gezerken çarpık kentleşmenin en ufak bir örneğiyle bile karşılaşamassınız. Sokaklar geniş, düzgün ve güzel binalarla doludur ve geziniz boyunca kendinizi şehrin güzelliğinde kaybedebilirsiniz.
Şehir panoramasını tüm görkemi ve güzelliğiyle görebilmek için, Edinburg'daki en ünlü yerlerden biri olan Sir Walter Scott onuruna yapılan anıtı ziyaret etmelisiniz. Bu anıtın bulduğu tepeye çıkmak için 4 Sterlin ödemeniz gerekmektedir. Bu anıt tepeden şehrin tamamını izleyerek güzel fotoğraflar çekebiliriniz.
Cowgate ve Grassmarket de şehrin popüler bölgelerindendir. Burada bir sürü bar ve restoran bulabilirsiniz. İngiliz tarzı bir öğle yemeği yemek için, 30 Victoria Caddesi'nde yer alan Grain Store’a gidebilirsiniz. Fransız mutfağını tercih ediyorsanız, 38-40 Grassmarket'te bulunan Petit Paris restoranına mutlaka uğramalısınız. 34 Victoria Caddesi'nde yer alan Oink’i ziyaret ederek lezzetli hamburgerler yiyebilirsiniz.
Edinburgh Festivali her yıl düzenli bir şekilde şehir çapında kutlanmaktadır. Temmuz'dan Eylül'e kadar organize edilen yedi farklı etkinliğine bu isim verilmektedir. Bu etkinlikler arasında yer alan ve en popüler olanı Fringe Festivali’dir. Binlerce yerli ve yabancı sanatçının katıldığı dünyanın en büyük sanat festivalidir (2016'da 50 binden fazla sanatçı katılmıştır). The Royal Edinburgh Military Tattoo, askeri grupların yeteneklerini sergiledikleri, ancak çoğunlukla İngiliz Ordu Orkestrası’nın gösterisinden oluşmaktadır.
Resmi dil: İngilizce
Zaman dilimi: UTC+1
(yaz),
UTC+0
(kış)
Para birimi: İngiliz sterlini (GBP)
Her yaz, dört günlük Bristol Uluslararası Balon Fiestası gerçekleşir. Havada uçan yüzlerce renkli balonu görebilirsiniz. Bu festivale katılarak ailecek güzel zaman geçirebilirsiniz.
En ünlü sokak sanatçılarından biri olan Anonim Banksy, Bristol sokaklarından gelmektedir. Sokaklarda yürürken eğer dikkatli bir şekilde etrafınıza bakarsanız sanatçının Mild, Mild West, Well veya Hung Lover gibi eserlerini bulabilmeniz mümkün.
Deniz maceralarına hayran iseniz, en eski Bristol Lokali olan Llandoger Trow'a uğramalısınız. Efsane denizci Edward Teach'ın lakabı ile Blackbeard(Karasakal) tarafından bizzat ziyaret edildiği söyleniyor.
Bristol şehrinde görülecek yerler
Deniz hikayelerinden, özellikle de korsanlardan hoşlanıyor musun? Tipik bir İngiliz barının atmosferini hissetmek ister misiniz? Ya da sadece etrafta gezmeyi tercih eder misiniz? Cevabınız evet ise Bristol'a mutlaka gitmeniz gerekiyor. Bu liman kentinin keşfedilecek bir çok yönü bulunmaktadır.
Geçmişte, Bristol şehri, İngiliz bayrağı altındaki gemilerin değil, aynı zamanda korsan gemilerinin de bulunduğu en önemli İngiliz limanıydı. Şehir 1000 yıllık bir limana sahiptir ama bu tarihi limanlar kapanmış ve eğlence ve sanat aktiviteleri için tekrar düzenlenmiştir. Günümüzde, Avon Nehri tarafında yer alan eski rıhtımın yerine Bristol Limanı inşa edilmiştir. Akşam gezintisi için bu bölgeyi ziyaret edebilr ve tavernalarından birine girerek güzel vakit geçirebilirsiniz.
Merkezin içinden geçen King Street, şehrin en eski geleneksel İngiliz publarını bulabileceğiniz ilginç bir yerdir. Bristol nüfus bakımından Birleşik Krallık'ın altıncı büyük şehri ve Güney-Batı İngiltere bölgesinin en büyük şehirdir. Bristol bölgesinde ticaret, kültür ve eğitim açısından liderdir. Londra’ya karayoluyla yaklaşık 2,5 saatlik bir masafede yer almaktadır.
Şehre konum olarak hakim olan ve 12. Yüzyılda inşa edilmiş olan Bristol Katedrali'nin kulelerine (ücretsiz giriş) çıkabilirsiniz. Bristol Katedrali ve Wills Memorial binasının etkileyici bir görüntüsü vardır. Binalar günümüzde üniversite olarak kullanılmaktadır. Bu tarihi binaları ziyaret ederek kuleye tırmanmanızı ve kentin güzel panoramik manzarasını izlemenizi öneririz. Anıtsal Clifton Suspension Köprüsü'ne giderek farklı açılardan şehrin güzel manzarasını izleyebilirsiniz. Bu köprü turistlerin yoğun ilgisini görmektedir.
Nehir kenarında, dünyanın en büyük yolcu buharlı gemisini görebilirsiniz. 19. yüzyılın ilk yarısında Birleşik Devletler'e giden SS Great Britain(SS Büyük Britanya) gemisini ziyaret edebilirsiniz. Şu anda, mükemmel bir şekilde yeniden inşa edilmiş olan geminin içerisinde bir de müze yer almaktadır. Sanatseverlerin ve doğa tutkunlarının şüphesiz Bristol Müze ve Sanat Galerisi sergilerini (ücretsiz giriş) izleyerek, bilimin hayranlarının ise At-Bristol Müzesi'ni keşfetmenin keyfini çıkarırken mutluluk duyacaklardır. Gregoryen dönemine karşı ilginiz varsa, odalarının çağın ruhuna uygun şekilde sadık kalarak yeniden inşa edildiği Gregoryen Ev Müzesi'ni ziyaret etmelisiniz.
Bristol, İngiltere’nin en çok güneş alan ve dolayısıyla en sıcak olan şehirlerinden biridir. Şehri bir rehber ve elinizde bir harita ile (veya akıllı telefonunuzla) gezmek yerine, yerel atmosferi hissetmeyi ve sakinleri gözlemlemeyi tercih ederseniz, parklardan birine gidin. Sıcak ve güneşli günlerde tüm sosyal yaşam parklarda gerçekleşir. Bristol sakinleri, akşamlarını ve hafta sonlarını şehir parklarında geçirmekten hoşlanırlar.
Resmi dil: İngilizce
Zaman dilimi: UTC+1
(yaz),
UTC+0
(kış)
Para birimi: İngiliz sterlini (GBP)
Birleşik Krallık'ın Liverpool kentinde kurulmuş müzik grubu olan The Beatles şehrin sembollerinden. Bu nedenle Liverpool'a geldiğinizde The Beartles müzesini de ziyaret etmeyi unutmayın.
Liverpool Avrupa'da en ektileyici müzeler koleksiyonuna sahip bir şehir. Merseyside Maritime müzesi oldukça etkileyici olmakla birlikte ziyaretçiler için ücretsizdir. Liverpool müzesi ise Birleşik Krallık'ın ilk şehre adanmış özel müzesidir.
Liverpool gece hayatıyla övünebilecek bir şehir. Barları, gece kulupleri ve üst seviyede verdikleri kaliteli hizmeti nedeniyle gece hayatı severler için Liverpool çok farklı.
Liverpool'da gezilecek yerler
Liverpool için futbola saplantılı bir şehir demek mümkün. Şehir ayrıca etkileyici bir kültürel mirasa sahip. Şehir devamlı gelişmekte olup, devam eden kentsel yenilenme programı ile birlikte yavaş yavaş Liverpool dünyanın en güzel şehirlerinden birine dönüşme adına emin adınmlar ile ilerlemektedir. Ziyaretinizde düzenleyeceğiniz bir şehir turu ile birlikte oldukça isabetli bir iş yapmış olacaksızınız. Nitekim Liverpool mutlaka gezip görülmesi gereken bir yer. Şehir turunda bir rehber yardımı almanız çok daha isabetli olacaktır. Şehir merkezinin batısında yer alan Albert Dock'ın yanı sıra Trendy Ropewalks alanı şehrin cazibe merkezlerinden biridir.
Resmi dil: İngilizce
Zaman dilimi: UTC+1
(yaz),
UTC+0
(kış)
Para birimi: İngiliz sterlini (GBP)
Newcastle'da Geordie lehçesi ile konuşulmaktadır. İskoç lehçesi ve İskandinav dillerinin unsurları açısından zengin olan en zorlu İngilizce dilidir.
Şehirde gayri resmi adıyla Newkie Brown adında kahverengi bir bira olan Newcastle Brown Ale bulunuyor. Bugün, kuzey doğu İngiltere'nin geleneksel bir sembolüdür.
Tynemouth yakınında, sadece yayalara açık olan ve sadece yüzmenin sevgilileri tarafından değil, sörfçüler tarafından da hevesle kullanılan bir plaj vardır. Gitmenizi tavsiye ederiz.
Newcastle Şehrinde Görülmesi Gereken Yerler
İngiltere'nin kuzeydoğu kesiminde yer alan Newcastle upon Tyne, Gregoryen mimarisi, harika sanat galerileri ve zengin gece hayatı ile ziyaretçilerini büyülemektedir. Bu bölgede rüzgar sörfü yapmak için mükemmel koşullar olduğundan sadece tarih ve eğlence severleri değil, su sporları ile ilgilenen kişiler için de oldukça cezbedici bir şehirdir. İngiltere'nin 20. en kalabalık şehridir. Nispeten küçük bir şehir olmasına rağmen çeşitli alışveriş merkezleri, kültürel aktiviteleri ve tarihi binalarıyla gelişmiş bir şehir merkezine sahiptir. Şehirdeki evler Victorian stili (Kırmızı tuğlalarla inşa edilen 2-3 katlı müstakil evler) mimariyle inşa edilmiştir. Şehri boydan boya ören hafif raylı sistem metro ağı bulunmaktadır. Pahalı bir ülke olan İngiltere'nin en ucuz şehirlerinden biridir. Kaliteli-ucuz eğlence merkezleri ve genç nüfusuyla eğlenmek isteyenler için özellikle cuma ve cumartesi geceleri tam bir cazibe merkezidir.
Bu kasabayla ilgili ilk notlar İmparator Hadrian'ın dönemine kadar uzanmaktadır. Bu dönem, yaklaşık olarak M.Ö. 1. yüzyıl olup Hadrianus Duvarı kurulduğu zamana kadar uzanmaktadır. Bu duvar, Roma İmparatorluğu'nun sınırıydı ve İngiltere'yi İskoçya'dan ayırmakta idi. Bu duvarın günümüze ulaşan kalıntılarını ziyaret etmek istiyorsanız, Wallsend metro istasyonu çevresinde ufak bir gezintiye çıkabilirsiniz. Duvarın inşa edildiği bölgenin bir kısmına M.S. 11. yüzyılda bir tahta ve 12. yüzyılda ise, büyük bir taş kale inşa edilmiştir. Sonraki yüzyıllarda şehir önemli bir deniz limanı haline gelmiştir. Günümüzde, Newcastle şehri, Birleşik Krallık'ın önemli bir kültür ve üniversite merkezidir.
Turistler için ne gibi olanaklar sunulmaktadır? Avrupa'da Gregoryen mimarisinin en güzel örneklerini burada görebilirsiniz. Özellikle şehrin kalbinde (Grey Street, Grainger Street ve Clayton Street) yürüyüşe çıkmaya değer. Orada ince kulelere sahip Grainger Market veya Theatre Royal gibi dikey çatı pencereleri ile karakteristik olan ve çoğunlukla çok katlı binaları bulabilirsiniz. Eski mimarinin sevgilileri, 11. yüzyıldan kalma bir orta çağ kalesi olan St Claus, bir ortaçağ kalesi olan Blake Gate'i ve 10. yüzyılın başlarından kalma bir çelik köprü olan Tyne köprüsünü de ziyaret etmelidir.
Orada hangi yemeklerin tadına bakılması gerekir? Bu bölge için en karakteristik yemekler, işçi sınıfı geleneğinden geliyor. Çok süslü bir görüntüye sahip olmasalar bile, onları denemeye değerdir. Yerel spesiyaller arasında pan haggerty (patates, soğan, kaşar peyniri dilimleri ve graten ile hazırlanmaktadır) ve saveloy dip (yeşil bezelye, hardal soslu sosis ve kalın soslu çörek ile hazırlanan bir hamburger türüdür) yer almaktadır. Tadına bakılması gereken bir diğer lezzet ise stotties (buğday unundan yapılan kalın kıvrımlı, yuvarlak bir ekmeğin türüdür). Arasına konulan frenk üzümü ile oldukça lezzetli bir hale gelmektedir ve farklı türleri vardır. Nerede lezzetli ve kaliteli yemekler yenir? Diğerlerinin yanı sıra Starks Kitchen, The Bridge Tavern ve Blackfriars Restaurant'ı tavsiye ediyoruz.