Log in and manage your bookings.
Resmi dil: Fransızca
Zaman dilimi: UTC+2
(yaz),
UTC+1
(kış)
Para birimi: Euro (EUR)
Paris ayrıca ışıkkent olarak da bilinmektedir. İlk başlarda böyle bir ünvana sahip olmasına vesile olacak unsurlar olmamakla birlikte şehir eğitim , sanat ve felsefe merkezi olması sonrası Aydınlatma dönemine girmiş ve bu konuma gelmiştir.
Paris'in en büyük ulusal müzesi olan the Louvre 17,50 euro karşılığında ziyaret edilebilmekte. Yalnız her ayın pazar günü ve her Cuma 18: 00-21: 45 saatleri arasında 26 yaş altındaki herkes müzeyi ücretsiz olarak ziyaret edebilmekte.
Striptiz ilk kez 1894'te Paris'te popüler olmaya başladı. Her şey kazara başladı: bir kadın elbiselerindeki pireyi bulduğunu keşfetmek için sahneye çıktı ve yakalamaya çalışırken bütün elbiselerini çıkarır ve striptiz ortaya çıkar.
Tarihle dolu şehir Paris hiçbir zaman sıkılmayacağınız bir yer. Öyle ki haftada en az bir defa the Eiffel Kulesi, the Louvre, the Versailles Palace, the Sacre-Coeur Basilique veya the Notre Dame Cathedral'a gitmeyi arzu edeceksiniz. Paris'de saydığımız yerlerin dışında keşfedilecek çok daha fazla yerler mevcut. Bunların birkaçını sıralayacak olursak:
Resmi dil: Fransızca
Zaman dilimi: UTC+2
(yaz),
UTC+1
(kış)
Para birimi: Euro (EUR)
Marsilya gezisiniz sırasında, bazı küçük atıştırmalıkların tadına bakmalısınız. Sokaklarda gezerken kestane satan tezgahları arayın. Kağıt torbalarla satılan taze kestaneler, sıcak bir şekilde servis edilir.
Marsilya'nın en eski semti olup oldukça küçüktür. Provence kasabasına çok benzemektedir. En iyi hediyelik eşyaları satın almak için oraya gitmelisiniz. El yapımı mücevherleri ve baharat kokulu peynirleri de burada bulabilirsiniz.
Limandan yelken açarken, burada yer alan devasa kiliseyi fark etmemeniz imkansızdır. Katedral la Major, 19. yüzyılda inşa edilmiştir. Bu katedral, Floransa’dan getirilen yeşil taş, oniks ve beyaz mermerden yapılmıştır.
Marsilya Şehrinde Görülmesi Gereken Yerler
Fransa'nın güneydoğu'sunda bulunan, Bouches-du-Rhône ilinin ve Provence-Alpes-Côte d'Azur bölgesinin merkez şehridir. Yunanlılar tarafından 600 yıl önce kurulan liman kenti, yüzyıllar boyunca aktif bir şekilde kullanılarak ülkenin en büyük limanlarından biri haline gelmiştir. Fransa'da ve Akdeniz'de birinci, Avrupa genelinde dördüncü limanı olarak gösterilmektedir. Fransa'nın kapısı olarak kabul edilen Marsilya, dünyanın farklı yerlerinden gelen gemi yolcularına ev sahipliği yapmaktadır. Bu çok kültürlülük, hem şehrin karmaşık tarihi eserlerinde hem de günlük yaşamında kolaylıkla görülebilmektedir. Lavanta tarlalarıyla çevrili Marsilya'da eski ve yeni iç içe yaşıyor. Hangi tepesinden baksanız dağlarla çevrili muazzam bir liman manzarasıyla karşılaşıyorsunuz. Marsilya, tarih ve kültür karışımı bir gezi için ideal bir şehir.
Marsilya gezinize, günümüzde özel yatlar için liman olarak hizmet veren eski limanı ziyaret ederek başlayabilirsiniz. Yakındaki binalarda, o zamanlar kentin etkin bir şekilde çalışması için gerekli olduğu tüm kurumlar yer almaktadır. Liman bölgesi boyunca yürüyüş yapmanızı tavsiye ederiz. Liman kenti gezerken, şehrin büyüsünü hissetmeye çalışın. Yorgun olduğunuzda, limanda dinlenebilirsiniz.
Eski limanın güneyinde, bir tepede yer alan Notre Dame de la Garde Bazilikası'nı ziyaret edebilirsiniz. Limandaki yol, yaklaşık olarak 2 kilometredir. Bu yol boyunca yürüyüş yapmanızı tavsiye ederiz. Mesafenin yanı sıra, 120 metrelik bir irtifaya da çıkmanız gerekiyor. Cıvıl cıvıl güneşli bir günde, gerçekten güzel bir keşif olabilir. Marsilya vatandaşları gibi, bir scooter kiralıyabilir ve saçlarınızda rüzgarı hissederken şehri keşfedebilirsiniz.
Bir kaleyi etkin bir şekilde savunmanın en iyi yolu nedir ? Tabiki bir adanın üzerine inşa etmek. Olası davetsiz misafirler uzaktan görülebilirsiniz. Adayı savunmak için Marsilya kıyılarında bir kale dikilmiştir. Peki, bu içinde görülmesi gereken ne var? Limanı ve şehri savunmak için 16. Yüzyılda inşa edilen kale, kısa bir süre içinde bir hapishane haline gelmiştir. Çünkü, buradan kaçmak imkansızdı. Kont Mirabeau ve marquis de Sade de burada tutulmaktaydı. Aleksander Dumas (en çok okunan Fransız yazarlardan biridir. Üç Silahşörler, Yirmi Yıl Sonra ve Demir Maskeli Adam gibi romanların yazarıdır.) bu hapishaneyle alakalı olarak kurgusal bir karakter oluşturmuştur (Monte Christo Kontu).
Karnınız açıktığı zaman, bouillabaisse’nin (balık çorbası) tadına bakmalısınız. Bu bölgede servis edilen diğer balık çorbalarının da tadına bakmanızı tavsiye ederiz. Parçalara ayrılıp tabağa atılması gereken baget ile servis edilmektedir.
Resmi dil: Fransızca
Zaman dilimi: UTC+2
(yaz),
UTC+1
(kış)
Para birimi: Euro (EUR)
Ekim ve Kasım aylarında Boulevard de la Croix-Rousse'de, gazlı tüplerde hazırlanan ve günün geri kalanında servis edilen taze kavrulmuş kestaneler satın alabilirsiniz. Oldukça lezzetlidir.
Sadece en iyi Lyon restoranları "Authentique bouchon lyonnais" unvanını alabiliyor. Böyle bir yeri nereden bulacağım? İnternet üzerinden bu ünvana sahip restoranların güncellenmiş listesini bulabilirsiniz. Ayrıca, bu ünvana sahip mekanların girişinde de metal levha üzerinde yazmaktadır.
Parc de la Tête d'Or, Fransa'nın en büyük şehir parkıdır. 100 hektarlık bir araziye yayılmış olan bu park, diğerlerinin yanı sıra bir botanik bahçesine, hayvanat bahçesine ve teknelerle tur yapabileceğiniz bir göle ev sahipliği yapmaktadır. Ailenizle güzel vakit geçirebileceğiniz bir yerdir.
Lyon'da Görülmeye Değer Yerler
Lyon, Fransa'nın en büyük çağdaş şehirlerinden biridir. Confluence ilçesindeki modern binaların yanı sıra antik ve modern dönemlerden günümüze ulaşan tarihi kalıntıları da görebilirsiniz. Fransız iş dünyasının merkezlerinden biri olan Lyon, Fransız gastronomisinin merkezidir. Lyon şehrinde görülmeye değer başka neler var?
Şehrin tarihi ve ilk yerleşimi M.Ö. 43 yılına kadar uzanmaktadır. Bu bölgede bulunan tepelerden birinde antik Romalılar ilçe Lugdunum'u kurdular. Kent, kısa bir süre içinde Galya'nın en önemli merkezlerinden biri haline gelmiştir. Şehir, Yüzyıllar boyunca birçok devletin egemenliği altına girmiştir. Son olarak, 14. yüzyılda Fransa egemenliği altına giren şehir, konumu itibariyle oldukça önemlidir. Günümüzde Lyon, tekstil ticaretinin başını çeken muazzam bir sanayi şehridir. Tipik bir endüstriyel şehir görünümünden oldukça uzak olan Lyon, birçok parkı, yeşil alanları, tarihi binaları, güzel manzarası ve zengin bir şekilde dekore edilmiş sokakları ile büyüleyici bir yerdir.
Lyon'un bir tepesinde 19. Yüzyılda inşa edilmiş olan Virgin Mary katedrali (Notre Dame de Fourvière Tepesi), mutlaka ziyaret etmeniz gereken bir yerdir. Virgin Mary katedrali, oldukça ilginç bir mimariye sahiptir ve katedralin bulunduğu tepe şehir manzarasını izleyebileceğiniz en güzel noktadır. Bu nedenle fotoğraf makinenizi yanınıza aldığınızdan emin olun. Saône nehrinin batı kıyısı boyunca yürüyüşe çıkmalısınız. Yol boyunca antik tiyatroyu ve su kemeri gibi antik binaların kalıntılarını bulacaksınız. Gene aynı bölgede yer alan ve UNESCO dünya mirası listesinde olan Vieux Lyon da görülmesi gereken yerler listenizde yer almalıdır. Burada, Gotik ve Rönesans mimarisinin en önemli eserlerini görebilirsiniz. Modern mimari yapıları tercih ederseniz, Jacob + MacFarlane stüdyosu tarafından tasarlanan ve bir peynir gibi görünen Le Orange Cube'u seveceksiniz. Quai Rambaud Caddesinde yer almaktadır.
Lyon'da lezzetli yemekleri nerede yiyebilirim? 19. yüzyılın sonlarından beri kentte var olan bouchons adındaki geleneksel lokantalarda en iyisidir. Bu tür yerlerde, bölgede hazırlanan pek çok geleneksel yemekleği kolayca bulabilirsiniz ve fiyatlar oldukça ucuzdur. Neyi sipariş etmeliyim? Pastırma, croutons ve yumurta ile hazırlanan Lyon salatası (salade lyonnaise), patates ile pişirilmiş sosis (saucisson chaud), quenelle de brochet (içi turna balığı ile doldurulmuş köfteler, karides sosu (Nantua) eklenerek servis edilir) ve gratin dauphinois (patates ve krema ile hazırlanmış gratineler ) tadına bakmanız gereken geleneksel lezzetlerdir.
Resmi dil: Fransızca
Zaman dilimi: UTC+2
(yaz),
UTC+1
(kış)
Para birimi: Euro (EUR)
Ourte aux blettes, Socca ve pissal adiere Nice'ye geldiğinizde tadına bakılması gereken yemekler. Farklı lezzetleri denemek herzaman için fayda sağlayacaktır.
Çok sayıda üzüm bağları bulunan şehirde iki üzüm çeşidi vardır ki, bunlar sadece buraya özgüdür ve dünyanın başka yerinde bulunmamaktadır. Bunlar Braquet and Folle'dir. Nice 'da kesinlikle güzel şarap içme imkanına sahipsiniz.
Orthodoxe Russe Saint-Nicolas Katedrali tam anlamıyla oldukça etkileyici. 1912'de Çar Nicolas tarafından inşa edilmiştir. Burada Rusya'dan getirilmiş çok değerli dini ve tarihi nesneler mevcuttur.
Côte d'Azur'u keşvetmek isteyenler için Nice çok doğru bir başlangıç noktası olacaktır. Nice Fransız Rivierası'nın kalbi olarak görülmektedir. Mavi sularla çevrili şehir yıl boyunca güzel iklim şartları ile birlikte hayran kalacağınız bir yer. Çok da büyük olmayan şehir turistler için bir cazibe merkezi durumunda. Şehrin en ilgi çeken yerlerinin arasında Promenade des Anglais gelmektedir. Ünlü yaya bölgesi olan Promenade des Anglais golf hattını da takib etmektedir. Ppalmiye ağaçları ve şık küçük bahçeleri ile tam anlamı ile mükemmel bir yer. Tarihi sokakları ve renkli evleri ile Nice yayalar için çok hoş bir zaman geçirmelerine olanak sağlamaktadır. Şehirde bulunan barlar ve restoranlar ise mola vermek adına çok güzel mekanlar. Nice şehrinin bir diğer gözde yeri ise Castle Hill. Buradan şehri izlemek çok farklı. Turistler tarafından az bilinen Liberation du Port da aslında gidilmesi gereken bir yer. Küçük kahvelerin yanı sıra yerel restoranların yer aldığı Liberation du Port uygun fiyata güzel bir öğlen yemeği yiyebileceğiniz bir yer.
Resmi dil: Fransızca
Zaman dilimi: UTC+2
(yaz),
UTC+1
(kış)
Para birimi: Euro (EUR)
Ünlü şarap garsonu okulu olan i.e. Ecole du Vin’e giderek birkaç derse katılabilirsiniz. Şarap severler, birkaç saat veya haftasonu kursuna katılabilirler. Fiyatlar turistler için oldukça uygundur.
Sahil kasabası Arcachon, Avrupa'nın en büyük ve hareketli kumsalı olan Du Pyla’ya ve vahşi istiridyelerin doğal ortamı olan bir lagüne sahiptir.
Mayıs ve Haziran aylarında, Garonne kıyısında, iki büyük festival gerçekleşmektedir: Bordeaux Fête le Fleuve (nehir festivali) ve Bordeaux Fête le Vin (şarap festivali). Bu dönemler arasında şehri ziyaret ediyorsanız, bu festivallerden birisine mutlaka katılmalısınız.
Fransa'nın güneybatısında bulunan Bordeaux, Aquitaine bölgesinin başkentidir. Güneybatı Fransa'nın başlıca ticaret merkezi ve limanıdır. Barok mimarisinin ve Atlantik kıyısının nefes kesen manzaralarını doyasıya izleyebilir ve ülkenin en lezzetli yemeklerini burada bulabilirsiniz. Bölge üzüm yetiştirilmesine çok elverişlidir. Tüm dünyada bilenen meşhur beyaz ve kırmızı bordo şarapları burada yapılır. Dünyanın en iyi şaraplarını ve mükemmel yerel mutfağını mutlaka denemelisiniz. Bordeaux, 2007 yılından beri "tarihi bir liman şehri" olması dolayısıyla Fransa için UNESCO Dünya Mirasları listesinde bulunmaktadır.
Aquitaine, şarabın sürekli olarak üretildiği dünyanın en eski bölgelerinden biridir. Bu bölgede bulunan ilk üzüm bağlarının izleri M.S. ilk yüzyıla kadar uzanıyor. Bölgede bulunan yaklaşık 10.000 farklı üretim noktasında her yıl, yaklaşık olarak 800 milyon şişe şarap üretilmektedir. Bordeaux geziniz sırasında, sadece bir şarap müzesi olan La Cité du Vin'e değil, aynı zamanda çevredeki üzüm bağlarına düzenlenen rehberli turlara ve tatma gezilerine de katılmanızı taviye ederiz. Bu türden turistik yerlere kentteki tüm turizm acenteleri tarafından organize turlar düzenlenmektedir.
Sahip olduğu iklimi, ilginç yapıları ve mimarisi ile oldukça ilgi çekicidir. Görülmeye değer önemli yapılar arasında, Ortaçağ St-Seurin Kilisesi, Ste-Eulalie Kilisesi, St-Michel Kilisesi veya 15. yüzyıldan kalma bir çan kulesine sahip Gotik St-Andre Katedrali yer almaktadır. Şehrin muhteşem manzarasını hayranlıkla izlemek için bu kuleye çıkabilirsiniz. Eski Kent'in zarif sokaklarında mutlaka yürüyüşe çıkmalısınız. En iyi restoranlar ve butiklerin yanı sıra Garonne sularının üzerine yayılmış köprüleri (örneğin Pont de Pierre, Pont d'Aquitaine) görebilirsiniz. Kentte, birkaç müzeyi ziyaret etmek istiyorsanız, değerli koleksiyonlara sahip Musée des Beaux-Arts’a ya da bölgenin tarihi ile ilgili sergilere ev sahipliği yapan Musée d'Aquitaine’ye uğrayabilirsiniz.
Oradayken tadına bakılması gereken yemekler nelerdir? Brandade (morina balığı ile hazırlanan püre), balina turşusu (deniz ürünleri, şarap ve tuz ile karıştırılarak hazırlanır) ve moules à la marinière (içine sarımsak ve maydanoz koyulup beyaz şarapta bekletilen midye yemeğidir) gibi balık ve deniz ürünlerinden oluşan yemekleri mutlaka denemelisiniz. Et yemekleri söz konusu olduğunda ise, Agneau de Pouillac'ı (kuzu eti) ve dünyaca ünlü kaz ciğeri köftesinin tadına bakmanızı öneririz. Bir akşam yemeğinize eşlik edecek olan mükemmel yerel şarapların tadına da mutlaka bakmalısınız. Nerede kaliteli yemekler yenir? Le Pressoir D'Argent, La Brasserie Bordelaise ve La Tupina gibi yerel yemeklerin servis edildiği restoranları ziyaret edebilirsiniz.
Resmi dil: Fransızca
Zaman dilimi: UTC+2
(yaz),
UTC+1
(kış)
Para birimi: Euro (EUR)
Neredeyse dört yüz yıl boyuncai Notre Dame Katedrali'nin kulesi, Avrupa'nın en yüksek binası idi. 1889 yılında, Dünya Sergisi ile açılışı yapılan Fransız Eyfel Kulesi, bu ünvanı elinden almıştır.
Strazburg'u görmek için en iyi zaman Sonbahar dönemidir. Hava sıcaklığı, bu dönemde oldukça keyifli olup az sayıda turist vardır. Alsace’nin en iyi şaraplarını da bu dönemde tadabilirsiniz.
Haftada iki kez (çarşamba ve cumartesi günleri), Strazburg'da bir bit pazarı kurulmaktadır. Eski Alsas'ın havasını hissetmek ve belki de bazı özgün hediyelik eşya satın almak istiyorsanız, oraya gitmeyi unutmamalısınız.
Strazburg Şehrinde Gezilip Görülmesi Gereken Yerler
Strazburg, Fransa'nın kuzeydoğusunda yer alan bir şehir olup Almanya sınırında yer alan Alsace'nin başkentidir. Strazburg, Roma imparatoru Augustus tarafından kurulmuştur. Strazburg Fransa'nın nüfus bakımından yedinci en kalabalık kentidir. Kuzey-doğu bölgesinin ekonomik merkezlerinden biri olan şehir, aynı zamanda Avrupa Konseyi ve Avrupa Parlamentosu'nu barındırır. Cenevre ve New York'la birlikte ülke başkentliği yapmadan uluslararası bir organizasyon merkezi barındıran az sayıda kentten biridir. En önemli Avrupa Birliği kurumları, bu şehirde kendi tesislerine sahiptir. Avrupa’nın kalbi olan şehir, tüm dünyada gayet iyi bir şekilde (politik nedenlerden dolayı) bilinmektedir. Strazburg aynı zamanda büyük bir öğrenci kentidir. Üniversiteleri uluslararası platformda tanınmış olup öğrencilerinin 20% si yabancıdır.
Şehrin tarihi, uzak eski zamanlara ve oldukça çalkantılı dönemlere kadar uzanmaktadır. Şehir, konumu itibariyle, her zaman dünya haritasında önemli bir yer tutmaktadır. Mimarisi, hayran olabiliceğiniz kadar güzeldir. Strazburg'un kalbi bir Grand Ile isimli bir adadır. Tam ortasında, büyük bir katedrale (Cathédrale Notre-Dame de Strazburg) ait yüz kırk iki metre yüksekliğindeki bir kule yer almaktadır. İnşası 12. yüzyılda başlayan yapı, birkaç yüzyıl sonra tamamlanabilmiştir. Bu ve diğer tarihi binalar, 80'li yıllarda, şehrin eski kısmının UNESCO Dünya Mirası listesine alınmasına sağladı. Strazburg hem kent merkezi, hem de çevresindeki Orta Çağ ve Rönesans mimarisinin etkisiyle bir açık hava müzesini andırmaktadır. Şehrin çevreleri üzüm bağları ile çevrilidir. Şehirde çok sayıda park ve bahçe bulunmaktadır.
Yemek yemekten hoşlanıyorsanız, Strazburg mükemmel bir seçenektir. Kendisine hitap eden fantastik yemekleriyle ünlü Alsace'nin gastronomik bir başkenti olarak kabul edilmektedir. Lezzetli yemeker yemek için kendinizi hazırlamalısınız. Çok sayıdaki görkemli yemeklerin arasında, patates ve sebze ile servis edilen ve şarapta marine edilmiş et (domuz, kuzu ve sığır eti olmak üzere üç çeşit etten yapılmaktadır) ile hazırlanan baeckeoffe'un tadına mutlaka bakmalısınız. Ayrıca, ekşi lahana ile hazırlanan pek çok farklı lezzetin tadına da burada bakabilirsiniz. Bu türde hazırlanan en popüler yemek, choucroute aux poissons’dur (ekşi lahana ve farklı balık türleri, beyaz şarapla marine edilerek servis edilmektedir). Bu karışım, belki de kulağa hoş gelmiyor olabilir ama çok lezzetli bir vardır.
Strazburg'un mimarisine bir kez daha hayranlık duymak istiyorsanız, su tramvayları ile organize edilen gezilere katılmalısınız. Özellikle, güzel gözüken bölgeye bakan Petite France, geleneksel çiçeklerle bezeli binlerce çiçek evi ile kuşatılmış söğütler arasında yer almaktadır.
Resmi dil: Fransızca
Zaman dilimi: UTC+2
(yaz),
UTC+1
(kış)
Para birimi: Euro (EUR)
Her dört yılda bir düzenlelen Fête Maritimes de Brest, dünyanın en büyük gemilerinin limana demir attığı bir festivaldir. Eğer bu tarz aktiviteler ile igileniyorsanız, bir sonraki buluşma 10-16 Temmuz 2020 tarihinde gerçekleştirilecektir.
Kentin botanik bahçesini ziyaret ederek doğaya hayran olabilir ve yeşillikler arasında dinlenebilirsiniz. Titan arum isimli dünyanın en kokulu çiçeğini de burada bulmanız mümkündür.
Şehir merkezinde olan ve Penfeld nehri üzerinde bulunan dev bir asma köprüye hayran olabilirsiniz. Le pont de Recouvrance, 1954 yılından beri Avrupa'da bu tarz yapılar arasında yer alan en büyük inşaatlardan biridir.
Brest, kuzey batı Fransa'nın en batısında yer alan bir şehirdir. İlginç anıtlara veya müzelere sahip tipik bir turistik yer olmasa da, Atlantik Okyanusu’na uzanan kıyıları ve yerel Breton mutfağının muhteşem lezzetleriyle ziyaretçilerini büyülüyor. Gare de Brest tren istasyonu, tarihi bir atmosfere sahip olup Rennes ve Paris ile bağlantılıdır ve Brittany'deki diğer istasyonlara da hizmet vermektedir. Brest şehri, ana kale ve Tanguy kulesi gibi birkaç seçkin anıtın dışında çok fazla tarihi mimariye sahip değildir. Bu durum, Almanların limanda inşa ettiği denizaltı üssünü yok etmek amacıyla II. Dünya Savaşı sırasında Müttefiklerin ağır bombalanmasından kaynaklanıyor. 1950’li yıllarda, şehir büyük miktarda beton kullanılarak aceleyle yeniden inşa edilmiştir.
Brest, Lower Brittany (Aşağı Brittany)'nin en büyük şehridir. Eskiden çok önemli bir Fransız limanı olmasına rağmen, günümüzde tipik bir üniversite ve öğrenci şehridir. Uzun ve eski denizcilik tarihinin ardından, on sekizinci yüzyıl surlarının (hala kısmen donanma tarafından kullanılan) kalıntıları ile Denizcilik Müzesi (Musée National de la Marine du Château de Brest) ve Moulin Blanc limanındaki Océanopolis akvaryumuna da ev sahipliği yapmaktadır. 20. yüzyıldan kalma binalar arasında yer alan ve şehrin güzel bir manzarasına sahip olan Château de Brest (Ortaçağ Kalesi)'i de ziyaret edebilirsiniz.
Brittany, sadece yaz aylarında değil, aynı zamanda muhteşem fırtınaların görülebileceği sonbahar ve kış aylarında da ziyaret edilen Atlantik'in güzel uçurum kıyıları ile ünlüdür. Şehre sadece birkaç kilometre uzaklıkta yer alan güzel kumlu plajları da kolayca bulabilirsiniz. Birçok turistik güzergahtan (les sentiers côtiers) en az birini seçerek yürüyüş yapabilirsiniz. Yol boyunca rüzgar sörfü yapmak için mola verebilir veya güneşlenebilirsiniz. Breton kasabalarının ilginç bir yerel mutfağa sahip olduğunu da unutmamalısınız.
Tadına bakılması gereken yerel lezzetler nelerdir? Brittany'de oldukça meşhur olan kreplerin ve gözlemelerin tadına mutlaka bakmalsınız. Bazı restoranlarda kuru buğday unu veya galette unu ile yapılmış versiyonlarına rastlayabilirsiniz. Ayrıca, deniz ürünlerini ve balıklarını da tatmanızı tavsiye ederiz. Deniz tarağı (noix Saint-Jacques), istiridye veya kotriade balık çorbası önemli yerel lezzetler arasında yer almaktadır. Tatlı bir şeyler denemek için, içerisine tuzlu karamel (karamel au beurre salé) koyulan krepleri tercih edebilir ve içecek olarak yerel likörlerin tadına bakabilirsiniz. En iyi deniz ürünleri yemekleri, sahil restoranları ya da koy boyunca servis edilmektedir. Örneğin La Maison de l'Océan, Le crabe-marteau veya Aux Vieux Greements sıklıkla tercih edilen yerler arasındadır.